- dolu olmak
- to teem with sth, to be alive with, to crawl with sth, to abound in/with sth
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
İngilizce Sözlük Türkçe. 2010.
gözleri dolmak (veya dolu dolu olmak) — ağlayacak kadar duygulanmak Bu insanlık karşısında Fasarya nın gözleri dolu dolu olmuş, utanmasa hüngür hüngür ağlayacakmış orada. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
kemeri dolu olmak — çok zengin olmak Genç, ihtiyar, hepsi tüysüz tüysüz, gözleri fersizdir fakat hepsinin kemeri doludur. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbi dolu olmak — sevgilisi olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
mahmul olmak — dolu bulunmak Asıl şair, dilinin bütün imkânlarını, zenginliklerini bilen, hudutsuz bir sevgi, sonsuz bir hırs ve şehvetle mahmul olan kimsedir. B. R. Eyuboğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
nasip olmak — 1) fırsat düşmek, elvermek Acaba İstanbul u bir daha görmek nasip olacak mı? H. E. Adıvar 2) mutluluk veren güzel şeylere erişmek, ulaşmak, kavuşmak Hiçbir erkeğe nasip olmadığını iddia edeceğim hayat, hep kaçamaklarla dolu idi. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
FEAME (FEUME) — Dolu olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
FEHEK — Dolu olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TAFAF — Dolu olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEAKK — Dolu olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
TEBK — Dolu olmak, dolmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kalp — 1. is., bi, esk., Ar. ḳalb Bir durumdan başka bir duruma çevirme, dönüştürme Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller kalp etmek 2. is., bi, anat., Ar. ḳalb 1) Göğüs boşluğunda, iki akciğer arasında, vücudun her yanından gelen kanı akciğerlere ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük